Keşfedildiği günlerden itibaren çeşitli araştırmalara konu olan ribonükleik asit (RNA) ailesi, DNA yaşamında ve proteinlerle sağlanan döngülerin ana merkezinde rol almaktadır. RNA; bir fosfat, beş karbonlu bir şeker ve bir azotlu organik bazdan oluşan nükleotid bileşiklerinin oluşturduğu bir polimer yapısıdır. RNA’lar tek zincirli olması sayesinde kendi üzerlerine katlanabilen farklı yapılar oluşturmaktadır. Bu katlanmalar, çeşitli RNA yapılarının oluşturulmasını, aynı zamanda yapısal ve fonksiyonel özellikler kazanmasını sağlamaktadır. RNA’lar proteine çevrilebilen(kodlayan) ve proteine çevrilemeyen (kodlamayan-ncRNA) olmak üzere iki ana bölümden oluşmaktadır. Proteine çevrilebilen kısım yaklaşık %2’lik alanı oluştururken, proteine çevrilemeyen kısım olarak adlandırılan bölüm %98’lik alanı oluşturmaktadır. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, kodlamayan RNA bölümü de iki ana alt başlıkta incelenmektedir. Alt kategorilerden biri küçük kodlamayan RNA olarak adlandırılan ve uzunlukları 200 nükleotid uzunluğunu geçmeyen hairpin (saç tokası) yapılı molekülleri içermektedir. Diğer kategoriyi ise uzun kodlamayan RNA olarak adlandırılan ve uzunlukları 200 nükleotid boyundan daha uzun olan moleküller oluşturmaktadır.
MSc. Bioengineering
BSc. Mathematics