1. 18-19 Mayıs 2024 tarihlerinde gerçekleştireceğimiz Bioinfocongres VI kongresine kayıt için tıklayınız.

2. 28 – 29 Ekim 2023 tarihlerinde gerçekleştirdiğimiz Bioinfocongress V kongresi için tıklayınız.

3. 17 Mayıs 2023 tarihinde yayımlanan BioinfoCodesJournal Dergisi (ENG) 1. Sayısı için tıklayınız.

4. 18 Mart 2023 tarihinde yayımlanan Bioinfojournal Dergisi 6. Sayısı  için tıklayınız.

5. Bioinforange platformu ekip üyeliği başvurusu için lütfen tıklayınız.

6. Bilim paylaşımı adına destek ve işbirlikleri için iletişime geçebilirsiniz.

Akışkan zekâ, yeni sorunları çözme becerisini ifade etmesinin yanı sıra eğitimsel ve profesyonel başarı, uzun ömürlülük, sağlıklı ve sosyal hareketlilik gibi birçok bilişsel yeteneği     öngörmektedir. Tipik olarak, yeni problemleri çözme yeteneği, sözlü olmayan materyaller kullanan ve önceki bilgilere bağımlılığı azaltmayı amaçlayan testler kullanılarak değerlendirilmektedir.  Akışkan zekâ nöral substratlarının, beynin frontal ve parietal bölgelerinin işlevleriyle güçlü bir korelasyon gösterdiği öne sürülmüştür. Parieto-frontal entegrasyon teorisi (P-FIT) gibi teoriler, yapısal sembolizm ve soyutlamanın ortaya çıkışının, parietal ve frontal korteksler arasındaki etkileşimlerin sonucu olduğunu varsaymaktadır. Bununla birlikte, akışkan zekâ kesin doğası ve bunun nöral yapılarla ilişkisi hakkında devam eden bilimsel tartışmalar devam etmektedir.

Cipolotti ve arkadaşları çalışmalarında, fokal ve tek taraflı beyin lezyonları olan 227 hastayı (146 frontal lobda ve 81 frontal olmayan alanlarda) ve 165 sağlıklı katılımcıyı içeren bir deney tasarlamıştır. Çalışmada bir bilişsel testteki genel performansı, madde zorluğunu ve beyin tutulumu ile ilişkisini araştırmak için yeni bir multimodal metodoloji kullanılmıştır. Ayrıca, farklı beyin alanlarının bağımlılığını grafik olarak modelleyen bir yaklaşım kullanılmış ve bu sayede dağıtılmış alanlar arasındaki etkileşimlerin açık bir şekilde test edilmesine ve işlevsel olarak kritik alanların tanımlanmasına olanak sağlamışlardır. Bu yaklaşım, etki eden substratı ortaya çıkarmak için fonksiyonel ve patolojik etkileri çözmeye yardımcı olmuştur.

Çalışma, fokal ve tek taraflı beyin lezyonları olan hastalar arasında veya sol ve sağ taraflı lezyonlar arasında lezyon hacminde anlamlı bir fark bulunamamıştır. Bununla birlikte, frontal grupta daha fazla tümör hastası ve frontal olmayan grupta daha fazla inme hastası olduğu gözlemlenmiştir. Ek olarak çalışma, S akıcılığı ve Hayling bastırma hataları için bilişsel testlerde frontal grubun frontal olmayan ve kontrol gruplarından önemli ölçüde daha kötü performans gösterdiği bulunmuştur. Sol taraflı frontal hastaların S akıcılığında sağ taraflı frontal hastalardan daha fazla bozuk olduğu ve Hayling bastırma hatalarında sağ taraflı frontal hastaların sol taraflı frontal hastalardan daha fazla bozuk olduğu bulunmuştur.

Çalışmada frontal beyin lezyonları olan hastaların, yaş ve Ulusal Yetişkin Okuma Testi (UYOT) testlerinden geçtikten sonra bilişsel testlere tabi tutulmasıyla oluşan sonuçlar frontal beyin lezyonları taşıyan hastaların frontal olmayan beyin lezyonları içeren gruptan ve kontrol grubundan daha kötü performans gösterdiği keşfedilmiştir.

Frontal olmayan ve kontrol grubu arasında ve ayrıca ÇT (Çoklu Talep) lezyonu olan ve olmayan hastalar arasında genel performansta anlamlı bir fark olmadığı bulunmuştur. Bununla birlikte, yaş ve UYOT (Ulusal Yetişkin Okuma Testi), bilişsel performansın önemli belirteci olarak bulunurken, ÇT ilişkisi derecesinin, bilişsel performansa anlamlı bir şekilde katkıda bulunmadığı ortaya çıkmıştır. Arka orta frontal girus, pars opercularis, precentral girus, superior korona radiata ve dış kapsül dahil olmak üzere sağ tarafın belirli bölgelerindeki beyin lezyonlarının bilişsel testlerde daha düşük genel performansla ilişkili olduğu bulunmuştur.

Beyin lezyonlarının bilişsel performans üzerindeki etkilerini lezyonların birlikte ortaya çıkmasının tesadüfi etkilerinden ayırmak için katmanlı iç içe stokastik blok modeli kullanılmıştır. Model, sağ orta ve alt frontal girus, sağ ön ve arka merkezi girus ve sağ üst parietal lobu birbirine bağlayan, yüksek sınır insidansına sahip bir dizi beyin topluluğu bulunmuştur. Bu topluluklar lezyon ağırlığından farklı olduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca lezyonların etiyolojisinin önemli bir yapılandırma etkisine sahip olmadığını ve bu nedenle açıkça açıklanmasının gerekmediğini bulmuşlardır. Bu modelin ayrıca, altta yatan lezyon yapısına yanıt olarak yanlış lokalizasyona direnme yeteneği açısından Değişken Uzunluk Alt Ağ Maskesi (DUAAM) gibi diğer yöntemlerden üstün olduğunu keşfedilmiştir.

Sonuç olarak, çalışmada, sıvı zekasının nöral temelini araştırmak için tek, fokal ve ek taraflı beyin lezyonları olan hastalarda grafik tabanlı lezyon eksikliği haritalaması ve bilişsel performansın ayrıntılı analizinin bir kombinasyonu kullanılmıştır. Beyin boyunca dağılmış geniş bir dizi bölge yerine sağ ön ağın, akışkan zekada yer alan üst düzey çıkarımlar için kritik olduğu bulunmuştur. Bulgular, sıvı zekasını değerlendirmede ve sağ ön lob işlev bozukluğunu tespit etmede Gelişmiş Aşamalı Matrisler (GAM) gibi bilişsel testlerin kullanımını desteklemektedir.

Yazar: Zehra Nur Koyuncu

Editör: Sude Nur Arslan

Referanslar: Lisa Cipolotti, James K Ruffle, Joe Mole, Tianbo Xu, Harpreet Hyare, Tim Shallice, Edgar Chan, Parashkev Nachev, Graph lesion-deficit mapping of fluid intelligence, Brain, Volume 146, Issue 1, January 2023, Pages 167–181, https://doi.org/10.1093/brain/awac304[14] 

-Bioinforange Bilimsel Haber Servisi-

Haber Yazıları, 20> Etki Faktörlü Q1 dergilerinde yayınlanan (listesi için tıklayınız)

bilimsel araştırmaların ekip arkadaşlarımız tarafından incelenip derlenmesi ile hazırlanmaktadır.  

error: Her hakkı saklıdır, Bioinforange. İçerik talebi için Bioinforange Discord: https://discord.gg/E59J8z3

Bilim Paylaştıkça Güzel.

Bilim Paylaştıkça İlerler. #bilimlekalalım